9 Şubat 2016 Salı

7 Günlük Baltik Turu: Tallinn/ESTONYA

Riga'nın ardından Estonya'nın başkenti Tallinn'den kaldığım yerden devam ediyorum. En son Riga'dan öğle saatlerinde otobüsle yola koyulmuştum. Biletimi daha önceden internet üzerinden almıştım ve bilet çıktısı ile otobüse bindim. Yüzümüzden yabancı olduğumuz belli olduğu için bir kimlik istediler bende ISIC kartımı gösterdim.

Neyse yola koyulduk işte. Böyle tek şeritli tertemiz ormanlık yolları aşaraktan talline doğru yol alıyorduk. Yolların tertemiz olması, sürücülerin hız sınırlarına harfiyen uyuyor olması ve muhteşem ötesi doğa dikkatimi öyle çekiyordu ki uyuyakalmışım ve otobüsün kliması beni uyandırdı. Avrupa da hava şartları nasıl olursa olsun havalandırmalar daima açık oluyormuş meğersem..
Sonra birkaç küçük ilçe kasaba duraklarına uğrayaraktan tallinn e ulaştık.

 Elbette daha önceden araştırdığım üzere ara sokaklardan kaybola kaybola şehir merkezine doğru yürümeye başladım.Yaklaşık 1-2 km lik bir mesafe idi ve troleybüs ile de gidebilirdim ama yürümeyi tercih ettim bu baltık akşamüstüsünde. Yolda giderken tallinn in hem zengin hemde orta düzeyli ailelerin yaşadığı yerlerden geçtim. Bir yerde müstakil evler, öte yanda apartmanlar çocuk parkları, yolun karşısında lüks bir alışveriş merkezi ve yanında lüks gökdelenler.. Hatta otelin otoparkında bir adet Tesla Model S bile gördüm :)

Gökdelenlerin arasından yemyeşil parklardan geçe geçe bir yandan da telefonumdaki haritaya bakarak hostelime ulaştım. Eşyalarımı yatağın kenarına attıktan sonra kameramı ve fotoğraf makinamı alıp hemen dışarı çıktım. Hostelim eski çarşı meydanına 100m mesafede idi ve bunu bilerek ayarlamamıştım. Hemen oradaki mc donalds a girdim ve karnımı doyurdum. Ardından bedava interneti kullanarak yemek yenilecek ünlü restoranları ve görmeden gitme denilen yerleri araştırdım bir süre.

 Saat 7 sularında normalde akşam olması gerekirken tallinn de güneş batmamıştı. Fazla uzaklaşmayacak şekilde birkaç caddeyi takip ettim ve kısaca etrafı tanımaya çalıştım. Sonra ışıkların yanmaya başladığı vakit meydana giderek saat kulesinin önündeki çançunların yanına oturdum utanmazlarsa belki tanışırız diye :) Neyse onlar çok durmadılar kalktılar. Bende kamerayla bi yandan etrafı çekiyor öte yandan daha önce çektiğim videoları izliyor kendime gülüyordum ki yanıma iki abi oturdu. Ben tabi konuşmuyorum hiç. Bunlarda aralarında şurası şöyle burası böyle kendilerince hikayeler muhabbetler.. Hop daldım aradan sa, as. Adamlar bi şaşırdı oha sen ne ayak Tükçe falan derler gibi baktılar yüzüme. Bende kendimi tanıttım, gezmeye geldiğimi falan söyledim sonra işte niye geldiniz, napıyorsunuz buralarda falan baya bi konuştuk. Öğrendiğim 3-5 şeyi paylaştım Riga'yla Tallinn'le ilgili. Helsinki ye falan gitmek istiyorlarmış hatta. Bende o konuyu araştırdığım için anlattım işte. Kendileri bir proje kapsamında grup olarak gelmişler buraya. Ertesi gün Vilnüse gidip oradan da geri döneceklermiş zaten. Hava iyice kararınca abiler ile ayrıldık ve marketten birkaç erzak aldıktan sonra hostelime geçtim.

Kapıdan girdim ortak alandaki yabancılara selam verip resepsiyona birşeyler soracaktım ki ordan birisi selam verdi. Şaşırdım tabi ben. Arkadaş misafir listesinden ismimi öğrenmiş ve o saate kadar beni beklemiş tanışmak için. O yorgunluğun üzerine oturduk bide onla muhabbet ettik kahve falan yaptık beraber... Gecenin geç saatlerine kadar iyice ısındık birbirimize resepsiyonistle falan. Sonra yatmaya gittik ama arkadaş sabah ayrılmak zorundaydı Riga'ya doğru. Neyse sabah sesine uyandım ve vedalaştık. Ama benim Tallinn'deki ilk sabahımdı ve kim bilir neler ile karşılaşacaktım...

Sabah kalktım akşamdan aldıklarımdan birşeyler hazırlayıp yiyeyim derken masadaki müsli ve sütün otelin ikramı olduğunu hatırladım ve onlarla karnımı doyurduktan sonra buluşma noktasına geçtim. Daha önce söylediğim gibi her şehirde ücretsiz şehir turları vardı ve bu da onun buluşma noktası idi. Oraya gittiğimde büyük bir insan kalabalığı ile karşılaştım. İnternette okuduğum yorumlara göre erkek rehber çok eğlenceli bir çocukmuş o yüzden onun grubuna dahil oldum ve önce herkes birbiri ile tanıştı. Sonra baktım grupta türk bir aile var onlarla falan tanıştık. Sonra yine iki abi ile tanıştık kendileri diplomat gibi birşeydi ve güzel bir muhabbet ettik gezi sırasında.

Eğlenceli geçen 2 saatlik eski çarşı turunun ardından ayrılarak daha önce yaptığım gibi bisikletime atlayarak pedallamaya başladım. Daha önce bahsettim mi hatırlamıyorum ama tarih veya bina görmek değil benim aradığım. İlgimi çeken şehir insanının günlük hayatını nasıl yaşadığı, nerelerde oturduğu , dinlendiği ve zaman geçirdiği. Bu doğrultuda rotamı daha sessiz şehir merkezinden uzak yerlere çevirdim. Buralar ilk gün otobüsten inerek içinden geçtiğim mahalleler, baltık denizi kıyısındaki tramvay yollarının geçtiği çınar ağaçları ile kaplı sokaklar ve şehrin biraz sağ üst tarafında kalan plaj kısmı ve yolcu gemilerinin yanaştığı liman idi. Bisikleti 6 saatliğine kiralamıştım ve aslına bakarsak ucu ucuna yetti yada yetmedi bile. Limanda kayaların üzerine oturup biryandan deniz öte yandan cruise gemisindeki insanların sesleri çok değişik bir izlenim bıraktı bende. Tanımadığım hatta yabancı olduğum bir yerde keyif yapıyordum.. Oh mis...
İyiki tek çıkmışım dedim o an işte..

Yol açık yola TEK çık sesleri kulaklarımda çınladı o an..

6 saati biraz geçerken bisikletimi teslim ettim ve gördüğüm yerler, tanıştığım insanlar, yediğim yemekler hep hatıra olmaya başlıyordu. Bisikletten inip yayan devam edince anladım ne kadar yorulduğumu. Ama bu tip gezilerde bilen bilir o yorgunluk ertesi sabah uyandığında hissedilmez. Sihirlenmiş gibisindir bir bakıma..

Tüm gün gezi esnasında yaklaşık 1 litre su ve birkaç atıştırmalık yediğim için karnım zil çalıyordu. Marketten akşam yemeği için birşeyler alarak hostele geçtim hava kararmaya yakın iken. Otobüsüm sabah saatlerinde olduğu için erken kalkmam gerekiyordu. Duş aldıktan sonra yemek yedim ve birkaç kişi ile tanışıp sohbet ettikten sonra telefonları şarja takarak uykuya daldım.

Sabah 7 sularında hostelden ayrılarak artık ezberime aldığım sokaklardan farklı bir yolu kullanarak otogara gittim ve otobüse atladım. Tüm günümü alacak olan yolculuk için hazırdım. Bunu düşünerek akşamleyin marketten birkaç kruvasan ve browni almıştım. Otobüste içecek sınırsız ve ücretsiz olduğu için güneşli bu günde çok sıkılmayacaktım.

Sıradaki durak Litvanya'nın başkenti Vilnius. Vilnius yazımda görüşürüz. Bunlarda fotoğraflar..







 

Gezi Tarihi: Ağustos 2015

Hasan ERCAN
09.02.2016
İZMİR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder