19 Kasım 2014 Çarşamba

DEV RÜYA ANTONOV AN-225



Antonov An-225 Mriya. Ukrayna dilinde “Rüya” anlamına gelen “Mriya” ismini almasının sebebini aramaya pekte gerek yok diyebiliriz. Zamanın en büyük uçağı olan “Lockheed C-5 Galaxy’nin” iki katından daha büyük olan An-225 şuan kullanımda olan A320’leri bile içine alabilecek büyüklüktedir ve “Dünyanın En Büyük Uçağı” ünvanını halen elinde tutmaktadır.


UR-82060 kuyruk numaralı Mriya (NATO’daki ismiyle 'Cossack' ) Ukrayna merkezli tasarım bürosu olan “Antonov Design Bureau” tarafından 1980’li yıllarda tasarlanmıştır. Stratejik bir hava taşıtı olan An-225 o zamanın Sovyet Rusyası’nın uzay mekiği olan Buran Uzay Mekiğini üretildiği yerden Kazakistan’daki Baykonur uzay üssüne taşımak ve gerektiğinde geriye getirmek için tasarlanmıştır.

Uluslararası Havacılık Federasyonu (FAI-Fédération Aéronautique Internationale) tarafından Guinnes Rekorlar Kitabı'na 240 alanda aday gösterilmiştir ve ilk uçuşunda 106 farklı dalda dünya rekoru kırmıştır.

Gelişim Süreci

İlk uçunu 21 Aralık 1988’de yapan Mriya Kiev Havaalanı’ndan kalkışıyla gerçekleştiren devasa uçak 74 dakika havada kalmıştır. Sonrasında 1989’da Paris ve 1990’da Farnborough Hava Gösterilerisi’nde ilk kez resmi olarak görücüye çıkmış ve iki adet sipariş almıştır. 

Sovyet Rusya’nın dağılmasıyla yalnızca 1 adet üretilebilen uçak yeni Rusya hükümetinin uzay mekiği programını iptal etmesiyle hangara kaldırılmıştır.


Normal yükleri taşımak için fazla masraflı olan An-225 ayrıca çokta büyüktü. 20 yıl hangarda bekledikten sonra hurda olarak satılmaya başlanan dev, bir İngiliz şirket tarafından satın alındı ve 20 milyon dolara modernize edildi. Daha büyük kargoların taşınabilmesi için satın alınan uçak 2001 yılında uçuşa hazır hale geldikten sonra enerji tribünleri, metro trenleri, lokomotifler ve devasa özel yüklerin taşınması için kullanılmaya başlandı.

 












Dizayn

Aslında An-124’ün jumbo boyu diyebileceğimiz Mriya, 124 üzerinde yapılan bir takım geliştirmeler sayesinde ortaya çıkmıştır. 

Uzay mekiğinin kabine sığamaması yüzünden uçağın üst kısmında taşınması gerekmiş ve mekiğin kuyruğa yaptığı hava boşluğu yüzünden kuyruk ikiye bölünmüştür.
124’ün yük taşıma kapasitesi yeterli olmadığı için Ivchenko Progress D-18T marka turbofan motor sayısı 4’ten 6’ya çıkarılmıştır.
4’ü önde toplam 32 tekerleğe sahip olan uçak ayrıca kardeşi An-124’ün aksine kargosunu kuyruğunun yukarıya dik açılmasıyla değil burun kısmının açılmasıyla ve ön tekerleklerinin katlanmasıyla alır. 

Ayrıca uçağın boyu 84 m’ye kanat genişliği de 88.4 m’ye çıkarılmıştır. Kanatlar daha fazla ağırlık kaldırabilmesi için ekstra kirişlerle desteklenmiş kanat alanı 905m2 olmuştur.



Genel Özellikler
 
Mürettebat : 6 kişi (Revizyon öncesinde 20 kişi),
Boş Ağırlık: 285 ton,
Maksimum Yük Taşıma Kapasitesi: 250 ton,
Azami Kalkış Ağırlığı: 640 ton,
Maksimum Yakıt Hacmi: 300 ton,
Uzunluk: 84 metre,
Kanat Açıklığı: 88.4 metre,
Yükseklik: 18.1 metre,
Kanat Alanı: 905 metrekare,
Kanat Açıklık Oranı: 8.6
Motorlar: 6 Adet ZMKB Progress D-18 Turbofan(229kN),
Kalkış mesafesi: 3500 metre (maksimum ağırlıkta),
Maksimum hız: 850km/sa
Seyir hızı: 800km/sa
Menzil: 15,400km(Azami yakıtla), 4,500km(Azami yükle),
Seyir irtifası: 11,000m (36,089ft)
Antonov An-225 Mriya günümüzde Ukrayna Menşeli “Antonov Airlines” tarafından işletilmektedir.

Ek Olarak

Mriya o kadar büyüktür ki dünyada yaygın olarak kullanılan Boeing 747-400 tam kapasitede 540, Airbus A380 tam kapasitede 853 yolcu taşıyabilirken An-225’e koltuk döşendiği takdirde 1500 yolcu taşıyabilme kapasitesine sahiptir.


Kaynak:

wikipedia.orgs
süpermeydan.net
airliners.net
uzmantv.com


HASAN ERCAN

17 Kasım 2014

KARABÜK

AIRBUS A320neo İLK UÇUŞUNU YAPTI!

Airbus 320 ailesinin son ürünü ve kardeşi A320den Pazar liderliğini almayı hedefleyen A320 NEO(Yeni Motor Opsiyonu) ilk uçuşunu geçtiğimiz Perşembe günü yani 25 Eylül 2014’te Toulouse-Blagnac Havaalanı’ndan yaptığı kalkışla gerçekleştirdi. A320 ailesinin modernleştirme çalışmalarının son adımı olan 320neo’nun çalışmalarına 2006 yılında başlanmıştı.
 

AIRBUS A320 AİLESİ

Airbus A320 serisi Almanya, Fransa, İspanya, İngiltere ve Hollanda ortaklığından oluşan Airbus S.A.S. ailesinin kısa ve orta menzilli uçağıdır. Airbus A-320 serisi a318 a319 a320 a321 ve ACJ özel jet versiyonlarından oluşur. İlk uçuşunu 1988 yılında gerçekleştiren A320 serisi fly by wire Flight control sistemini kullanan ilk yolcu uçaklarıdır. Yolcu uçakları arasında bu güne kadar 4658 adetten fazla üretilerek en büyük rakibi Boeing 737'in arkasından ikinci sıradadır. (1965 yılında üretime başlayan Boeing 737 şu ana kadar 8000'i geçmiştir.





YENİLİKLER

Proje A320 ailesine daha verimli motor seçenekleri sunmak üzerine başlamış olsada daha sonradan kavisli kanatçıklar(Sharklets)gibi aerodinamik, uçakların total ağırlıkları, kabin bagajları için %10 daha fazla alan ve hava arıtma sistemlerinde büyük geliştirmeler yapılmıştır. Ayrıca müşterilere CFM International LEAP-1A ve Pratt & Whitney PW1100G gibi motor seçenekleri sunulmuştur.

Bu geliştirmeler sonucunda A320 serisinin diğer üyelerine göre uçak başına %15 yakıt tasarrufu, %8 dolaylarında işletme maliyetlerinde düşüş, %10 nitrojen oksit(NOx) salınımında azalma, 500 deniz mili kadar da menzil artışının yanısıra elbette daha az gürültü gibi tatmin edici veriler elde edilmiştir.

Kabindeki düzenlemeler ile de A321’de 20, A320’de 9, A319’da ise 4 Adet ekstra koltuk uçakta ki yerini almış ve bu sayede koltuk başına yakıt tüketimi %20 azalmıştır.




SHARKLETS(KÖPEKBALIĞI YÜZGECİ)
Geliştirilmiş A320 yada diğer adıyla A320neo kanatlarında da düzenlemelere ihtiyaç duymakta idi. Özellikle Sharklets olarak adlandırılan kanatçıklar bu iş için en büyük öneme sahipti.  

15 Kasım 2009’da bir lansmanda görücüye çıkan kanatçıklar 2.4 metre yüksekliğe ve 200 kg ağırlığa sahiptirler ve uçağın her iki kanadının ucunda yer almaktadırlar. %3.5 yakıt tasarrufu, 500 kilograma kadar ekstra yüklemeye izin vermekle beraber 100 deniz mili(190km) menzil artışı sağlamışlardır.

Sadece kanatçıklarda yapılan bu iyileştirme sonucunda uçak başına yıllık 700 ton CO2 salınımında azalma sağlanmış ve işletmecilerin cebinden 220,000$’ın uçup gitmesini engellenmiştir.
Kanatçıklar Kore Havayolları bünyesinde üretilmektedir.


GELİŞMİŞ KABİN

Yeni kabinde koltuklar kalınlıkları daha ince fakat daha konforlu hale getirildi. Kabin bagajı(baş üstü bagajı) hacminde %10 artış sağlandı. Güçlü yalıtım sayesinde daha sessiz bir uçuş sağlamasının yanısıra, kabin daha modern bir görünüme sahip oldu. 


Yeni tip filtrelere sahip hava arıtma sistemi ve katalitik konverter zehirli dumanları ve hoş olmayan kokuları kabine ulaşmadan temizlemektedir.

Opsiyel olarak sunulan kabin içi LED(Light Emittion Diode) aydınlatma,“Yolcu Servis Ünitesi(PSU)”, kabindeki dokunmatik ekranlar ve mürettabatın kullandığı cihazlarda kullanılmaktadır.

“Space-Flex” olarak adlandırılan yeni kabin yerleşim düzeni sayesinde arka mutfak ve “Smart-Lav”diye adlandırılan akıllı tuvalet kabininin kapladıkları alan küçültülmüş ve ekstra koltuklara yer açılmıştır ve totalde elde edilen %20 verimliliğin %6’sı bu  sayede elde edilmiştir.

YENİ MOTOR OPSİYONU(New Engine Option)


Airbus A320neo tarih 1 Aralık 2010’u gösterdiğinde görkemli bir tören ile tanıtılmıştı. Burada ilgiyi çeken en önemli olay isminde de geçen NEO(Yeni) sözcüğüydü. New Engine Option kelimelerinin kısaltması olarak açıklanan neo, hem Airbus hem de havacılık dünyası açısından bir dönüm noktası idi.

Bu opsiyonlar arasında CFM International LEAP-X ve Pratt & Whitney PW1000G isimli iki motor vardır. Bu motorlar halihazırda kullanılan türbin motorlarına kıyasla %16 yakıt tasarrufu sağlamakla beraber hem yeni hem de hali hazırda kullanılan uçaklara montajları da daha kolay olmaktadır. Bunun sayesinde menzil mesafesinin 950 km veya yüklenebilir ağırlık kapasitesinin 2 ton artış göstermesi havayolu şirketleri açısından mükemmel iyileştirmeler olarak görülmektedir
%15 daha az bakım giderlerine ihtiyaç duyan Pratt & Whitney PW1000G serisi günümüz motorlarıyla kıyaslanamayacak seviyede daha verimli olduğunu da ortaya çıkarmıştır.

SİPARİŞLER

Bugüne kadar A320 ailesinden 11,000 adet satıldığını açıklayan şirket, önümüzdeki 20 yıl içerisinde 15,000 adet daha satılabileceğini düşünüyor.

Tanıtımın ardından iki yıl içerisinde en çok siparişi alan A320neo şimdiden 3300 adetlik sipariş sayısına ulaştı bile. Indigo Airlines 150 ve Virgin America 30 adetlik siparişleri ile ilk sipariş veren şirketler olmuşlardı.

Daha sonra düzenlenen çeşitli Air Show(Hava Gösterisi)’larda NEO ailesinden siparişler verilmeye devam etti. Bunlar;

-Lufthansa 70 adet A320neo ve A321neo,
-AirAsia 200 adet,
-American Airlines 130 adet,
-Lion Air 174 adet
-Air Lease Corporation ve AviancaTaca 83 adet A320neo,
-Norwegian 100 adet A320neo,
-Pegasus Airlines 57 adet A320neo ve 18 adet A321neo,
-easyJet 100 adet A320neo,
-Turkish Airlines 82 adet A321neo, 4 Adet A320neo ve 25 adet A321-200..


BOEING'DEN AIRBUS'A MESAJ!


Airbus A320’nin ilk uçuşunu gerçekleştirmesinin ardından Boeing Twitter hesabı üzerinden gönderdiği mesajda yapılan yeniliklerin havacılık sektöründe dönüm noktası olduğunu belirtti. Bu mesaj tüm dikkatleri üzerine çekerken iki firma arasında tatlı rekabetin devam ettiğini gösterdi. Ayrıca A320neo’nun rakibi olan BOEING 737-MAX ise şuana kadar yalnızca 2400 adet civarında sipariş aldı.
 

KAÇ PARA?

A320neo ailesinin yaklaşık birim fiyatları şu şekilde;

-  A319neo: US$94.4 million veya  70.4 million (2014)
-  A320neo: US$102.8 million veya 76.7 million (2014)
A321neo: US$120.5 million veya 89.9 million (2014)


















KIYASLANABİLİR DİĞER UÇAKLAR;

-Boeing 737 Max,
-Bombardier CSeries,
-Comac C919,
-Irkut MS-21
Kaynaklar:
http://www.airbus.com/
http://www.boeing.com/boeing/
http://en.wikipedia.org

HASAN ERCAN
KBÜ OTOMOTİV MÜHENDİSLİĞİ
İZMİR/Ekim 2014

YHT SİEMENS İLE FİLOSUNU BÜYÜTÜYOR!!!


  İspanyol CAF (Construcciones y Auxiliar de Ferrocarriles) şirketinden alınan HT65000 kodlu ilk 10 ünite ile operasyonlarını sürdüren TCDD hizmete açılan ve açılacak olan yeni hızlı tren hatları için tren seti siparişlerini vermeye devam ediyor. Dünya çevresinde 6 farklı versiyonu kullanılan SİEMENS Velaro’nun 7. farklı versiyonu Türkiye için üretilecek.


İlk Olarak

  Geçtiğimiz yıl yeni YHT setleri için yapılan ihale sonucunda Siemens şirketi toplamda 7 tren seti ve bu trenlerin 7 yıllık bakımı için 285 milyon Euro ile ihaleyi kazanmıştı. İlk seti geçtiğimiz yıl teslim eden şirket diğer setleri de 2016 yılı sonuna kadar teslim etmiş olacak.
  Yeni nesi yüksek hızlı trenler ilk seferlerini Ankara-Sivas hattı üzerinde yapacak fakat bu trenlerin daha çok İstanbul-Ankara ve Ankara-Konya hatları için düşünüldüğü bilinmekte.

Velaro’nun Geçmişi


  İlk olarak 1994 yılında Deutsch Bahn-Almanya Demiryolu Şirketi(DB) tarafından 13 adet sipariş edilen bu üniteler ikinci siparişi 4 adet ile Nederlandse Spoorwegen-Hollanda Demiryolu Şirketi(NS)’den almıştır ve Siemens ilk partiyi 1999’da teslim etmiştir.
  Daha sonradan özellikle Almanya’nın kullandığı ICE(Intercity Express) trenleri üzerine geliştirmeler yapılmıştır ve ICE 3M/F’ler üretilmiştir. 2013 yılının aralık ayından  bu yana alman demiryollarında D serisi Velaro’lar kullanılmaktadır. Son olarakta E serisi Velarolar geliştirilmiş ve ilki İspanya olmak üzere Çin ve Rusya’dan siparişler alınmıştır.
  2006 yılının temmuz ayında ispanyol demiryolu şirketi “RENFE”ye ait bir Siemens Velaro tren seti (AVE S-103) 403.7 km/sa (250.8 mil/sa) hızla dünya rekoru kırarak 625 km’lik Madrid-Barcelona rotasını 2.5 saatte katetmiştir.

Teknik Özellikler

  Halihazırda kullanılan CAF setler 260km/sa azami hıza sahipken yeni SİEMENS setler 350km/sa azami hıza sahip olacak fakat bu hız alt yapı dolayısıyla 300km/sa olarak kullanılacak.
  200m uzunluğa sahip olan tren setleri 2950mm genişliğinde, 3890mm yüksekliğinde, ilk ve son vagonları 25.53m orta vagonları ise 24.17m gibi ölçülere sahiptir.
  439 ton boş ağırlığa, 2500V / 50 Hz ile çalışma voltajına sahip setlerin Cer gücü 8800 Kw ve başlangıç Cer gücü 283 kN’dir Ek olarak e serisi Velaro’lar 1435mm’lik standart ekartmana sahiptir.
  Ayrıca 0-320km/sa hıza çıkabilmesi için 6dk 20sn gerekli iken 320 km/sa – 0 km/sa frenleme mesafesi 3900m’dir ve rejeneratif, reostatik veya pnömatik tip fren sistemleri kullanılmaktadır.
  Yeni YHT'lerin üretimi Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bir liman kenti olan Krefeld'deki fabrikada yapılmaktadır. Bu trenler 300km/s hıza uygun olmakla beraber TCDD’nin isteği doğrultusunda yolcularına yüksek düzeyde konfor sağlayacak şekilde üretilmektedir.

Dünya Çapında VELARO

  Aslen alman demiryolu şirketi “Deutsch Bahn” için Siemens tarafından tasarlanan trenler Almanya, İspanya, Çin, Rusya, Fransa, Belçika, Hollanda gibi ülkelerde kullanılmaktadır ve son olarak ülkemiz ve Birleşik Krallık tarafından da kullanılacaktır.
  Kutup ülkesi Rusya’nın karlı ve nemli ikliminde ve akdeniz iklimine sahip İspanya gibi çok hava sıcaklığı açısından zıt ülkelerde başarıyla kullanılabilen Velaro değişik voltajlarda da çalışabilir şekilde tasarlanabilmektedir. Rusya’daki setler SAPSAN 1520 ekartman ile çalışırken, İspanya’daki set uluslararası çeşitli gerilim hatları arasında çalışmaktadır.
   Dünya üzerinde Velaro’nun kullanıldığı ve kullanılacağı ülkeler, operatörler ve tren modelleri aşağıdaki gibidir:


1 ICE 3 (DB Class 403/406) – Almanya,
2 Velaro E (AVE Class 103) – İspanya,
3 Velaro CN (CRH3C) – Çin,
4 Velaro RUS (RZD Sapsan) – Rusya,
5 Velaro D (DB Class 407) – Almanya,
6 Velaro e320 (Eurostar) – İngiltere,
7 Velaro Turkey (TCDD) – Türkiye.

Gelecekte YHT..

  2020 yılına kadar 10 bin km yüksek hızlı tren rayı döşemeyi planlayan türkiye bu hedefini başarırsa bu hatlarda kullanılmak üzere ortalama olarak 180 adet daha tren ünitesine ihtiyaç duyacak.
 Öte yandan yerli hızlı tren ve ekimanları üretimine de çok büyük önem veren ülkemizde “TÜLOMSAŞ” tarafından yüksek hızlı tren, “KARDEMİR” tarafından da R350HT kodlu ve 350"km/sa hıza imkan sağlayan tren raylarının AR-GE ve üretim çalışmalarına çoktan başlandı bile.
  100 adet AR-GE mühendisi ile Eskişehir tesislerinde çalışmalarına devam eden Tülomsaş ilk yerli yüksek hızlı tren için gün saymaktadır.


Ek olarak

  Öte yandan ilk tren seti için TCDD’nin web sitesinde geçtiğimiz şubat ayında yapılan halk oylaması sonucunda 8 farklı renk seçeneği arasından en çok oyu “Turkuaz” yoğunluklu model almıştır ve ilk set o renge boyanacaktır.
Kaynak:
www.wikipedia.org
www.demiryol.net
www.bahn.de
www.tcdd.gov.tr
www.siemens.com
KBÜ OTOMOTİV MÜHENDİSLİĞİ
KARABÜK
12 Kasım 2014

11 Temmuz 2014 Cuma

Polonya'dan Lviv'e Geçiş ve Türkiye'ye Dönüş

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/b/b4/Flag_of_Turkey.svg/1200px-Flag_of_Turkey.svg.png

  Merhaba sevgili arkadaşlar. Bu yazımda başlıkta da belirttiğim gibi Ukrayna'nın Lviv şehrini kullanarak Polonya-Türkiye ulaşımı hakkında bilgi vereceğim.



  Şuan malumunuzdur Ukrayna ile Rusya savaş halinde olduğundan birçok kişinin kafasında "Bu yolu kullanmak tehlikeli mi?" gibisinden sorular dolanmakta. Aynı sorular benimde kafamı karıştırıyordu lakin Lublin'de bizimle beraber okuyan ve bir yıldır orada kalan arkadaşlarımıza güvenerek bu yolu kullandık. Çünkü onlar yıl içersinde defalarca Lviv'den gelip gitmişlerdi ve hiçbir problem olmadığını bizlere söylemişlerdi.

http://galeri3.uludagsozluk.com/159/endonezya-bayra%C4%9F%C4%B1ndan-polonya-bayra%C4%9F%C4%B1-yapmak_194041.gif
  Ben Lublin'de okuduğum ve oradan Lviv'e gitmek için tek seçenek Sinbad Turizm'in günde 1 kez düzenlediği otobüs seferiydi. Sözde saat 23.25'te hareket etmesi gereken arabamız Polonya'nın Lodz şehrinden 18.25'te hareket etmişti ve hareket saatini biraz geçerken Lublin otogarına geldi, yolcularını aldı ve devam etti.

  Sınıra kadar 2.5 saatlik bir yolculuk yaptık. Ardından arabamız Polonya sınırında durdu ve polonya askeri önce bagaj kapaklarını açtırarak valizleri yüzeysel olarak kontrol etti. Ardından otobüse binerek sırayla herkesin pasaportlarını kontrol etti ve alarak aşağıya indi. Yarım saat kadar otobüste oturarak bekledik ve sonra pasaportlar geldi ve şoförün yardımcısı tarafından bizlere dağıtıldı. Aracımız hareket etti ve 250 metre kadar ilerledikten sonra tekrar durdu. Bu sefer aracımıza ukrayna askeri bindi ve az önceki prosedürün aynısını uyguladı. Toplamda 1 saat bekledikten sonra yola devam ettik.

  Sabah 4.5 gibi lviv otogarına(binanın üzerinde kocaman Автовокзал yazıyor)(sağ üstte) geldik. Yol üzerinde şehir merkezi durağı vardı sanırım. Hatta gözlerimi açtığımda güzel biryer olduğunu da anlamıştım fakat iş işten geçmişti :)


Neyse otobüsten iner inmez taksiciler orda görünüyorlar zaten. 70 Grivna (Ukrayna parası)(5Euro) karşılığında Lviv Uluslararası Havalimanına(LWO)(solda) ulaştık. Bizi 2 kişi olduğumuz için pek sıkıntı olmadı ama 2 den fazla iseniz taksiciler büyük ihtimalle valizleriniz sığmayacağı için ekstra 10-20 Grivna para talep edebiliyorlarmış.






  Sabahın köründe havaalanında inmiştik ve uçağımız akşam 5'te idi. Bu yüzden akşama kadar orada vakit geçirdik artık.

  Saat 3 gibi valizlerimizi verip biniş kartlarımızı almak için sıraya girdik lakin beni süprizler bekliyordu :) Valizimi çıkmadan ölçmüştüm ve kendisi 25 kg idi. Uçakla seyahat edenler bilir yurtdışı uçuşlarda valiz hakkınız 20 kg'dir :) Tabiki bende biliyordum ama Pegasus'tur bizdendir diyerekten çokta dert etmiyordum. Lakin işler öyle gitmedi ve ben ekstra her kilo başına 7 euro ücret ödedim. Aman aynı hatayı siz yapmayın ;)

  Sonrasında uçağımız geldi bindik 2 saat kadar yolculuktan sonra Sabiha Gökçen  Havalimanına(SAW)(sağda) indik işte. Bu kadar :)

  Benim yaşadığım tek sıkıntı, onada sıkıntı denirse tabi, ukrayna askeri pasaportları toplarken herkesin suratına dik dik bakıyordu normal olarak. Sıra bana geldiğinde uykusuzluğun da verdiği garip ruh haliyle asker ile gözgöze geldim ki siz bunu yapmayın, bana normalden daha uzun süre (pis pis) baktı ve Cem Yılmaz'ın meşhur muhabbetini orada yaşamış oldum :))

  Not: Sınırda 1 saat kadar beklediğimi belirtmiştim. Fakat benden bir hafta kadar önce aynı yolu kullanan arkadaşlarım bu sürenin 2 saat kadar olduğunu bana ilettiler. Sizin anlayacağınız sınırın yoğunluğuna, oraya varış saatinize bir de muhtemelen askerlerin ruh hallerine bağlı bu durum..

  Daha fazla merak ettiğiniz şeyler var ise bana mail adreslerimden ve Instagram veya facebook hesabımdan ulaşabilirsiniz.

  Hepinize kolay gelsin.

  Hasan ERCAN
  11.07.2014
  İzmir

20 Mayıs 2014 Salı

Politechnika'da Derslerden Haberdar Olmak

  Merhaba sevgili arkadaşlar. Derslerimin son haftalarının gelmesi ve gezi planlarımın meşguliyetinden dolayı uzun zamandır yazmaya fırsat bulamadım malesef. Bugün sizlere başlıkta da belirttiğim gibi derslerden nasıl haberdar oluyoruz/olmuyoruz bundan bahsedeceğim.

http://www.nauczanietechniki.pollub.pl/logo.png  Buraya geldiğimiz ilk haftalar malumdur yerleşme, alışveriş ve ortamı tanıma gibisinden şeylerle uğraştığımız için ders konularına bu işler bittikten hemen sonra yoğunlaşabilmiştim. Ekle-sil haftası olsun, derslerin başlangıcı olsun bu işlerin bilmediğiniz bir dilde halledilmesi kafamızı epey meşgul etti elbette.

  Biz de aynı anda birkaç koordinatör ile uğraştığımız için (ben ve birkaç arkadaşım istisnayız bu konuda) derslerin başlangıç tarihleri konusunu da unutmadık elbette, mail adreslerimizi devamlı kontrol ediyorduk. Her seferinde sormamıza rağmen aldığımız cevap "Derslerin başlangıç tarihlerini ben veya hocanız size mail ile bildirecek.."olmuştu. Çünkü aldığımız derslerin kağıtlarına hem isimlerimizi hem de mail adreslerimizi yazmıştık.

  Bu işlemlerin ardından başlayan derslerimize gitmeye başladık ama aklımız hala "Diğerleri niye başlamadı??" sorusuna bi cevap bulamıyordu. Lakin birkaç hafta içerisinde gerçeklerle yüzleşmiştik. Bize söylenin aksine aldığımız derslerin %80'inden mail gelmedi arkadaşlar. Bizim sandığımız "Ders daha başlamadı.." muhabbetleri tamamen hikayeymiş bunu öğrendik. Bırakın koordinatörü ve dersin hocasını dersi beraber aldığımız, hergün yüzüne baktığımız arkadaşlar bile tek kelime etmedi desem yeridir...Ve biz o derslerin bazılarından az kalsın kalıyorduk, belkide kalacağız.

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/c/c1/Politechnika_Lubelska_0002.jpg  Üstüne üstelik ekle-sil haftasında aldığım bir dersimin listesinde ismim görülmüyor. Sebebide bölüm koordinatörünün güncel listeyi hocaya göndermemesi.. Ben o derse iki hafta yine bana haber verilmemesinden dolayı gitmiyorum. Ardından verilen projeyi öğrenip arkadaşlarımla yapıyorum ve raporumu hazırlıyorum. Hocaya götürdüğümde bana diyor ki "Sen ilk haftalar gelmemişsin sana not veremem..". Durumu açıklamama bile izin vermeden başından savmaya kalktı lakin bir yolunu bulup aldık notumuzu.

  Size verebileceğim tek akıl şu olsun sevgili dostlar. Aynı üniversiteden veya başka okuldan olsun arkadaşlarınız, koordinatörler dahil hiç kimseye güvenmeyin. Muhatabınız dersin hocası olsun. Onunla da odasında birebir iletişim kurun. Mail atmayın, cevap beklemeyin. Çünkü herkes ya kendi işleriyle uğraşıyor yada arkanızdan bilerek/bilmeyerek iş çeviriyor. Yani haberdar eden kimse olmayabilir...

Not: Bu yazılanlar tamamen benim yaşadıklarımdır. Birileri okuyup tedbirini alsın diye yazılmıştır.

  Daha fazla merak ettiğiniz şeyler var ise bana mail adreslerimden ve facebook hesabımdan ulaşabilirsiniz. 

  Hepinize bol şanslar ;)

  Hasan ERCAN
  20.05.2014
  Lublin