Yolculuğa İstanbul Atatürk Havalimanından başlıyoruz. Benim uçuşum Türk Hava Yollarının TK 1765 numaralı tarifeli uçuşuyla gerçekleşti ve direkt olarak Varşova Chopin Havaalanına indim. Yolculuk esnasında THY farkını gerçekten hissettiğimi düşünüyorum. Mükemmel bir servis ve güleryüzlü hizmetin yanısıra internette gösterilen Economy Class lüksünü yani koltuk aralığı ve koltuk üzeri donanımların yeterliliği bakımından pekte memnun edici olmadığını bahsetmeden geçmek istemiyorum :)
Ve kapıdan çıkıp sağa döndüğümüzde otobüs durağını görüyoruz. Otomattan biletimizi alıyoruz ve 175 numaralı belediye otobüsüne biniyoruz. Ama şunuda söylemek istiyorum açıkçası. Bazı arkadaşlarımız aldığı bileti kaybetti ve otobüsteki makinaya okutmadı. Bir allahın kuluda sen kimsin niye okutmadın demedi :))
Bu arada otobüs şehir içine doğru yol alırken bizde burası nasıl şehirmiş yada nasıl da güzel yollar yok efendime söyleyeyim evler ne güzel bahçeli bahçeli derken bir aradanda bavullamıza sahip çıkmaya çalışıyoruz. Derken otobüsümüz DW. CENTRALNA durağına yani Varşovanın merkezindeki merkez tren istasyonuna geliyor. Durağın hemen yanındaki merdivenleri görüyoruz. Bunlar tren istasyonuna giden altgeçidin merdivenleriymiş meğersem (Polonyalı ablalarımızdan birisi söylüyor). Ne çelişkidir ki tren istasyonun girişinde bizim gibi eli valizli insancıklar için bir yürüyen merdiveni bırak bir rampa bile yok!!(Varşova büyükşehir belediyesine gör bunları.. :D )
Neyse altgeçitten ilerledikten sonra tren bileti için otomatları görüyoruz ve trenimizi seçiyoruz. Ne şanstır ki 20 dk sonrasına tren buluyoruz ve işlem para vermeye gelince birde bakıyoruz sadece kredi kartı geçerli.. Tam "Şimdi ne yapacağız" muhabbetine gireceğiz ki arkada bilet gişelerini görüyoruz :D Sevgili ingilizce özürlüsü ablalarımız başı olan polonyalı bilet memurumuzdan kişi başı 44 Zloty karşılığında biletimiz alıyoruz ve hemen perona gidiyoruz. Tabikide perona inen yürüyen merdivenler çalışmıyor yine :))
Kola kuvvet diyerekten yükleniyoruz çantalarımızı ve trenimizi görüyoruz. Görmez olaydık diyoruz malesef.. Tren ülkemizdede kullanılan önden lokomotifli ve kompartımanlı trenleri andırıyor. Fakat içine bindiğimizde biraz daha iyi olduğunu görüyoruz..
Bu noktada şuna değinmekten kendimi alamıyorum sevgili arkadaşlarım. Muhtemelen bunu uzun süre söylemeye devam edeceğim ama bu polonyalılar ellerindeki birşeyi "Beni bırak artık sana bir faydam dokunmaz" diyene kadar kullanıyorlar sanırsam. Çünkü trenimizin içi gayet temizli, bakımlı ve de ses yalıtımlı idi. Bunu daha sonradan otobüs gibi toplu taşıma araçlarındada görüyoruz..
Yaklaşık 2 saat 20 dk lık bir tren yolculuğumuzdan sonra Lublin'e varıyoruz ve bavulları yükleniyoruz iniyoruz trenden. Elbette yine yürüyen merdiven yok ve biz yürümek zorunda kalıyoruz :))
Ardından sevgili mentorumun attığım mesajı görerek beni karşılamasını umarken meğer mesajın ona ulaşmamış olması sebebiyle arkadaşlarımla yalnız kalıyorum ve birden ne yapacağımızı bilemiyoruz ve taksiciyle pazarlığa girişiyoruz..O 30 diyor biz 20 diyoruz sonuç olarak 25 zlotye anlaşıyoruz ve kendimizi yurda atıyoruz.
Polskibus gibi alternatif yollar olsada biz bu yolu daha uygulanabilir düşündüğümüz için seçtik ve uyguladık. Dil dışında pek sıkıntı yaşamasakta herşey yolunda gitti diyebilirim. Dil sorunu dediğim de hiçkimsenin ingilizce nin E sini bilmemesidir :))
Yolculuk burda sona eriyormuş gibi görünsede biz yeni bir yolculuğa başlıyoruz..
Devamı yakında görüşmek üzere :)
Hasan ERCAN
25.02.2014
Lublin
teşekkürler hasan ne kadar güzel anlatmışın
YanıtlaSilRica ederim Ali. Elimden geldiğince.
YanıtlaSil